Varis Tedavisi

Varis Tedavisi

Varis, çeşitli nedenlerde yüzeysel toplar damarların uzaması genişlemesi ve kıvrılması ile gelişen bir hastalıktır. Çok küçük çaplarda örümcek ağı gibi lezyonlardan, büyük çaplarda parmak kalınlığında görülebilen geniş bir aralığa sahiptir. Yüzeysel toplar damarlar, bacağın ön yüzünde ve arka yüzünde olmak üzere her bacakta iki tane bulunur. Bu damarlarda kanın kalbe dönmesi işlevini yapabilmek amacıyla kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıkların görevi kanın geri kaçmasını engellemektir. Çeşitli nedenlerle bu kapakçıklarda gelişen bozulmalar ile kapakçıklar birbirinden uzaklaşır ve kaçak (reflü) oluşur. Oluşan reflü, kanın aşağıda göllenmesine sebep olur ki, bu da hastada ağrı, şişlik, kramp ve huzursuzluk oluşturur.

Varis oluşumunda belirgin bir sebep ortaya konamamışken, gebelik, obesite, sigara kullanımı, sürekli ayakta çalışmak zorunda olan meslek gruplarında sıklıkla görülür. Ayakta fazla kalmak toplardamar basıncını artıracağı için şikayetler de artar. Zamanla dışardan da görülebilen parmak gibi diye tabir edilen damar kalınlaşmaları oluşur. Bu damarlar cilt dışında belirgin hale geldiğinde şikayetler de katlanarak artar. Varis, çok masum bir tablo olmayıp, hastayı huzursuz etmesinin yanında tedavi edilmediğinde ciddi sorunlar oluşturabilecek bir hastalıktır. Tedavi edilmeyen varisler, zamanla pıhtı oluşturabilir, bu oluşan pıhtılar kan yoluyla akciğere kaçarak akciğer embolisi denilen ölümcül bir tabloya yol açabilir.

Varis tedavisinde bir çok yöntem uygulanmaktadır. Bunlardan en eski olanı açık cerrahi operasyondur. Bu yöntemde uyluk üst kısmından ve altından kesi yapılarak damar içerisine bir tel yerleştirilir ve bu tel çekilerek damar komple çıkarılır. Bu yöntemde mutlaka anestezi gerekir, kesi yapıldığı için buna bağlı enfeksiyon, kan birikintisi gibi yan etkiler oluşabilir. Günümüzde çok tercih edilmeyen bir yöntemdir.

Bir diğer yöntem, varise sebep olan damarın lazer veya radyofrekans gibi yöntemlerle yakılmasıdır. Bu yöntemde kesi gerekmez ancak yüksek ısı eşliğinde damar yakıldığından anestezi uygulanması gerekir. Yine etraf dokulara zarar vermemesi için damar etrafına yaklaşık 500 cc tümesan anestezi denilen sıvı enjekte edilmesi gerekir. Yüksek ısıdan dolayı damara yakın olan sinir ve dokular zarar görebilir.

Son olarak yeni bir tedavi yöntemi olan vein sealing yönteminden bahsedelim. Bu yöntemde özel bir ilaç ile damarın birbirine mühürlenmesi amaçlanır. Doppler eşliğinde damara iğne ile girilerek varise sebep olan damara özel bir kateter yerleştirilir. Bu kateterden özel bir ilaç damar içine enjekte edilerek damar mühürlenir. Son yıllarda uygulanan bu yöntem  konforlu bir işlemdir. İşlem sırasında anestezi uygulaması gerekmez, ağrı oluşturmaz. Isı ile ilgili bir işlem olmadığı için tümesan anestezi de gerekmez. Damar içine enjekte edilen ilaç bir süre sonra eriyerek vücuttan atılır. İşlem sonrası hasta hemen ayağa kalkabilir ve yürüyerek evine gidebilir. Tedavi başarı oranı %97-99 arasındadır. ( A prospective comparison of a new cyanoacrylate glue and laser ablation for the treatment of venous insufficiency)

0 505 052 05 05